İstihbarat ve Aytunç Altındal





Aytunç Altındal'ı 18 Kasım 2013 yılında kaybettik. Ardandan öyle bir iz bırakarak gittiki rahmetli, hala o izi takip eden ülkesine ve insanlığa bağlı bir çok genç insan bıraktı ardında.
Malesef ben geç kesfedip okuyanlar kafilesi içerisinde oldum. Vatanseverim, milliyetçiyim, yok muhafakarım diyenlerni alayına taş çıkartacak cesarette bir yaşam yaşadı ve ardında eserler bıraktı. Üstelik de bunları yaparken ne övündü ama bol bol da sövüldü. Muhafazakar kitle hep uzak durmuş, liberal kitle hafife almış, sol kitle ise hiç onun olduğu tarafa bakmamış bile. Nede olsa üzerinde melamet hırkası varmış. Ne sağa ne sola, ne camidekine nede dergahtakine  yaranamamış, varsa yoksa her şey hakikat için.

Gelelim bıraktığı derin izlerden en önemlisine. Tek başına bugüne kadar görülmemiş bir Yazarlık örneği sergilemiş. Birçok örneğinde olduğu gibi kendisine Araştırmacı Yazar gibi etiketler yapıştıranlar olmuş. Ancak benim tanımlamam farklı olacak. İstihbari Yazar demek onun yapmış olduğu ve göze aldığı riskler açısından daha uygun geliyor bence.

"Türkiye de ve Dünyada Casuslar" isimli kitabını İstanbul Avcılar da bir sahafta bularak aldım. Malesef kitaplarını bulmak git gide zorlaşıyor. Ama Pamuk Orhan ile Şebelek Alefin kitaplarını bolca bulursunuz kitapçılarda. Bulduğum nüshasa o kadar gariptiki, eksik sayfası olmamasına rağmen sanki korsan baskı havasını vermişti bana. Ama napalım ancak bunu bulabilmiştim.

Kitabın başlığından anlayacağınız üzere konu yer küre üzerindeki İstihbari savaşlardı. Yakın tarihimizin Sovyet Rusyası ile Amerikan Nato bloğunun çatışması kitabın en önemli odağı durumunda. Ancak meşhur Rus Rasputinin hikayesini ve bu dünyadan nasıl ve kimler tarafından göçtürüldüğü öyküsü öyle sıradan heryerde bulabileceğiniz bir bilgi değil. Mata Hari (Aydınlığın Gözü), Gerta "Mina" Weizman'ın Osmanlı ile olan ilişkisi (Eski İsrail Cumhurbaşkanı Weizmanın Büyükannesi), Max Ervin Schauber (1918 Ermeni Olaylarını Planlayan ve Körükleyen Casus) gibi tarihin akışını değiştiren kişileri bir yazardan yok, İstihbaratçı gözü ile anlatıyor bize.

İstihbarat yani lisanı İngiliz ile "İntelligence" bir tür bilgi toplama faaliyetidir asli itibari ile. Bu bilgilenme süreci Devlet yönetiminde 1. Derecede önceliği ve hayati bir mana olduğunu ifade eder. Tüm bu faaliyet ve üsluplar ise devletlerin amaçları ve hedefleri ile şekillenir. Modern anlamdaki İstihbaratın gelişimi ise malesef Osmanlı İmparatorluğunun tarihden kaldırılması hareketleri ile başladığını gösterir. Kolay değil koca bir Cihan İmparatorluğunu yok etmek için büyük bir mekanizma kurulmuş ve tezgahıda el birliği ile yürütmüşler.

Kitabın baskısını bulmak bir hayli zor. Arayıp bulmak isteyecek arkadaşlara şimdiden bol şans dilerim.

Popüler Yayınlar