Ayrılık Çeşmesi – Kudsi Ergüner
Ayrılık Çeşmesi – Kudsi Ergüner
Kudsi ERGÜNER, bilindiği üzere Türkiye’nin aileden gelen Neyzen’lik geleneğini sürdüren en yetkin Neyzen’lerinden biridir. Benim Ney ile olan münasebetimden önce kardeşi Süleyman Ergüner ile kaydettiği “Sufi Music of Turkey” albümü ile tanıştığım ve özellikle de o albümde “Tales from the Ney” isimli eseriyle tanıştım. Ney gibi geleneksel bir enstrüman ve onun içinde barındıran Türk Musikisini icra eden bu insanların ne yazık ki, albümlerinin başlıkları “İngilizce”. Bunun sebebi yozlaşan bir toplum değil, çoktan yozlaşıp bu gibi değerlerin yurt dışında ancak değer görmelerinden ibaret bir durum. “Tales from the Ney” yani “Ney’den Masallar” aslında kendi toplumunun kendi kendisine olan yabancılaşmasının öyküsü. Gelenekselin, modernleşmeye çalışan bir toplumundan dışlanıp, zaten modernleşmiş bir toplumda kabul görmesinin hikâyesi.
Aslında bu Kudsi ERGÜNER’in kitabı “Ayrılış Çeşmesi”nde anlatılanın kısa bir özeti. Kitabı tanıtmak gerekirse İletişim Yayınlarından 2002 yılında yayınlanmış, elimdeki 2010 yılında 6.baskı yapılmış olan bir nüshası. Kitabın en önemli özelliği kitabın ilk yayının Fransa da yapılmış olması ve İletişim için Kudsi ERGÜNER’in eşi tarafından çevrilmiş olmasıdır.
Kitabın adını yazar “Ayrılık Çeşmesi” vermiş, “Kadıköy civarında, bugün sadece aynı adı taşıyan bir otobüs durağı ile etrafını çeviren binaların arasında bulunan ve artık suyu bile akmayan eski bir çeşmedir” olarak ifade etmiştir.
Kitap her Neyzen talibi veya tasavvuf musikisi severin değil, Türkiye’nin yakın tarihini okumak isteyenler için çok uygun. Aslında Türk musikinin sedasını değil, onu kaderiyle baş başa bırakan toplumun hikâyesini anlatıyor.
Yazar kendi yaşamı ve ailesinin tanıklığı ışığında, geçmişini terk eden ve modernleşmeye çalışan bizleri anlatıyor. Özellikle de günümüz bir takım çevrelerin İslam, Tasavvuf ve Türk Musikisi üzerinde nasıl ikiyüzlülüklerin, yozlaşmaların yaşandığını görmek ve tanımak için okunmalıdır. Tekkelerin kapatılması, Türk Musikisinin yasaklanması, Özbekler Tekkesi, Konya’daki Mevlevi Ayinleri ve günümüz dünyasında Musikinin yeri ile insanın yeri üzerinde önemli bilgiler vermiş.
Herkesin Neyzen’liği ile tanıdığı Kudsi Ergüner’in nasıl bir yaşam döngüsü içinde bugünlere gelmiş olduğunu, bu süreç içerisinde umutları, gayretleri ve yitirdikleri ile en önemlisi ülkesinden nasıl ayrıldığını bulacaksınız.
İlgimi çeken bir diğer bölümü elimde kaydı bulunan Kudsi Ergüner ile Nezih UZEL’in “İlahi Et Nefes”in nerede ve nasıl kayıt edilmiş olduğu üzerine bilgileri, söz konusu kaydı ülkemizde bulunan yasaklar sebebi ile Fransa da gerçekleştirdikleri, ve yıllarca Nezih Uzel ile birlikte konser ve söyleşilerini aktarması ayrı bir güzellikti.
Özellikle dini musikisi yaptığını iddia eden, çin’linin yada japon’un imal etmiş olduğu org, klavye ve piyano kırpması cihazlar ile taverna tınıları ve Orhan Gencebay taklidi vokallerle yıllarca benim gibi insanları bu Türk Musikisinden uzak tutan o güruh aklıma geldi. Niye göremedik bu insanları diye. Niye hep cehalet toplumumuzda alkışlandı, usul ile geleneğe sahip çıkanlar gözden uzak tutuldu.
Ama asıl kitap güzelliğini, dil’inde taşıyor. Samimiyetine kesinlikle şüphe uyandırmıyor. Kitabı okurken elinizden bırakmanız zaten mümkün değil. Bıraktığınızda ise gırtlağınızda bir yumruk, gözünüz yitirilenler için bir gözyaşı dökmek için kızarmış gözler ile buluyorsunuz kendinizi.