GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ GİTARLAR VE TÜKETİM TOPLUMUNDAKİ YERİ




GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ GİTARLAR VE TÜKETİM TOPLUMUNDAKİ YERİ


Gitarlar, özelliklerde Elektro Gitarlar nedense benim jenerasyonumun en büyük prestij alametiydi. Bir çoğumuz için, spor lüks bir araba sahibi olmak hayal bile edilemezken, bir gitar sahibi olmak daha olası olacağından olsa gerek, daha havalı bir şeydi 80'ler ve 90'larda. Benim kişisel gitar yolculuğumdan burada bahsetmek istemiyorum, ancak bu süre içerisinde karşıma çıkan ve kullanma fırsatım olan müzik enstrümanlarının vermiş olduğu naçizane bir tecrübemi paylaşmak isterim.


 Gitar son 60 yılın insanlık medeniyetinde ortaya koymuş olduğu önemi, sanırım onun imajı ile doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Gitarın sahne dünyasındaki 60 yıllık şovu hala gençleri ve genç kalanları heyecanlandırmakta, sahnede yapılan bu temaşa gösterisinin baş aktörü olan bu enstrümanın insanlar üzerindeki etkisi hala etkisini sürdürmektedir. Kimi Pop Starları bu imajdan yararlanabilmek için, kullanmasını bile bilmedikleri bu enstrüman ile nice kez sahnelerde arz-ı endam edip, bu enstrümanı bir aksesuar olarak kullandı.

Popüler yaşamın Müzik tınıları ile beraberce attığını söylediğimde abartmadığımı düşünüyorum. Müzik insanın kişisel yolculuğunda kendini kendi bedeninden çıkan seslerden farklı bir ses aracı ile kendini ifade edebilme aracıdır. İçteki değer ve yoğunluk ne kadar ağır basar ise o kadar da dışarıya aksedecek, yankı bulacak olanda daha anlamlı olacaktır.

Ben bir enstrüman uzmanı değilim ama birşeylerin zaman denilen mefhumun üzerinde iz bıraktığını gördüğümde görünenin dışında bir de görünmeyen bir izinin, bir manasının olduğunu fark edebilirim.

Gelelim Gitarların görünen yüzüne, yani dışsal verilerine, formlarına. Baktığımız da benim gibi eski toprakların gönlüne oturmuş bir kaç model vardır. Başta benim için Les Paul efendinin icadı olan form yani Les Paul biçim gitarlar, birde Fender markasının Stratocaster modeli. Her ikisi bugünün gitarlarının atası durumundadır biçim olarak. Eğer günümüz sükseli müzisyenleri bir gitar kullanılıyorsa Örneğin İbanez ve Scheckter gibi, genelde bunlara Floy Rose tremolo sistemli, ve İblis sesli Manyetiklerle güçlendirilmiş "Süper Stratocaster" adı verilir. Aynı durum Les Paul Biçim içinde geçerlidir. Onu da palazlandırılmış hali ile piyasada bir sürü modelini arz-ı endam etmiş görebilirsiniz. Bu iki model günümüz Elektro Gitar piyasasının standart biçim (Form) niteliğini temsil ederler. Tabi ki bu iki biçimin dışında denemeler olmuştur. Her ikisinin karması belki de Paul Red Stmith (PRS) gitarlarını da anmadan edemeyiz. Ancak bu iki modelin dışında pek de tutmuş ve dünyaya sunulmuş başkaca model bulamazsınız.

Gelelim Gitarların görünmeyen yüzüne, ancak duyulan verilerine. Bu saydığımız iki model biçimini baz alarak piyasada orijinal halinden devşirilmiş ve birer hormonlu Gülyabani gibi görünen ve sesi asli halinden günümüzün müzikal beklentilerini karşılaması beklenen ses tonları ile gitarlar gelir.

Gitarın asli hali dediğimiz ana maddesi olan Ağacın karakterini, yani huyunu ve tabiyetini yansıtır ses tınıları, ses dalgaları yayması gerekir. Böylelikle hiçbir gitar aynı sese ve ton genişliğine sahip olamayacağından dolayı neredeyse her biri kendi kişiliklerini yansıtabilecektir. Yani biz insanoğlu gibi. İnsan Ölçüdür !

Elime geçen ve tecrübe edebildiğim gitarlar arasında ton genişliği ve kişiliği oturmuş olanlar Les Paul biçime sadık kalan Epiphone Les Paul Ultra, DBZ Bolero ve Fender Stratocaster Classic bunların en önünde duruyor. Niye peki ? Çünkü bu modeller asli hallerine sadık kalmışlar. Özellikle de Epiphone ve DBZ Üzerlerinde taşıdıkları elektronik aksamında gelenekçi yani eski usul ile korunurken, kuvvetini ağacın güzelliğinden yani doğallığından almaktaydı. Fender Stratocaster ise yapımında kullanılan ağacının bu iş için yetersiz kalması sebebi ile ses genişliği hatıra sayılır olmamakla beraber sahip olduğu elektronik aksamın kullanılışı ve mühendisliğinin ilk orjinal fikrini koruması ile sakin, haddini bilir olmakla gönül feth eden bir gitardı.

Gelelim hormonlanmış, azmani bir sese kavuşturulmuş günümüzün geçerli akçe olan gitar örneklerine. Tecrübe edebildiğim bu Cehennem kaçkını gitarlar arasında göze batan Scheckter markasının Hellraiser (Cehennem Yükselten) ve BlackJack modeli oldu. Her iki gitarın birer Super Fender olduğunu ancak ses rezonansını artırmak amacıyla Maun ağacı temelli olduğunu söylemeliyim. Bu gitarların ses amacı, yani çıkarması muhtemel ses tasarımı, ağaç kalitesinden yararlanan ancak ondan kopuk bir tür TRANS gitar vakasıdır. Komik ama gerçek bir durum bu. Aslından mutasyona dönüştürülen bu gitarların Genetiği Dönüştürülmüş Gıdalardan bir farkı yok. Amacı ve varlık sebebi daraltılmış, anlamsızlaştırılmış bu enstrümanlar kimileri için çekici gelebilir. Ancak enstrüman denen mefhumun varlık sebebinden bu kadar uzaklaştırılmış bir çalgı ile insanlık bu güne kadar karışlaşmamıştır. Dahası bunun günümüz dünyasının içinde bulunduğu TRANS HUMANIST hareketin bir parçası olduğunada inanıyorum. İnsanlara ses aralığı daraltılmış, sadece ama sadece bir tek işlev için var edilmiş bu aletler ile insanın bireysel tekamülü baltalanmak isteniyor. Ses yelpazesi geniş bir enstrüman kendisini kullanan insanoğluna bir çok kapılar açarak, kendi içindeki güzelliği ortaya çıkarmaya fırsatlar açarken, varoluşu daraltılmış olanlar ise onu kendi kısır nevrotik kişisel hapishanesine mahkum etmektedir.

Eski ustaların dediği gibi...
Kem Alet ile Kemalet Olmaz !



Popüler Yayınlar