DOMUZ GRİBİ - H1N1

Domuz Gribi – H1N1

Domuz gribi olarak anılan ve tıbbi çevrelerce H1N1 olarak anılan hastalık, ilk önce 1918 yılında domuzların insanlarla aynı zamanda içersinde hastalanmalarından şüphe duyularak yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkar. Yaklaşık olarak da 1930 larda tekrar kendini gösterir. Bu arada bir çok salgının bu virüsden çıktığından şüphe edilmiş olduğunu not edelim.

1976 Amerika

Ama en önemli çıkışı hastalığın 1976 yılında daki Amerika Birleşik Devletlerindeki çıkışıdır. 5 Şubat 1976 yılında New Jersey Eyaleti Fort Dix askeri üssünde bir Amerikalı asker yorgunluk ve bezginlik hissiyatı 1 hafta dayandıktan sonra ölür. Ardından da çalışma arkadaşları da aynı şikayetlerden revire kaldırılırlar. Askerin ölümünden tam 2 hafta sonra bir domuz gribi salgını olduğu duyrulur. Ancak salgın Fort Dix askeri üssünün dışına yayılmayı başaramaz, ne hikmetse (?). Hastalık malum 1918 deki haline benzerdir. Amerikan hükümeti gerekli tedbirleri aldırarak tüm ülke genelinde aşı kampanyası başlatır. Hatta dönemin başkanı Gerald Ford kameralar önünde aşılanırken poz verir.

1988 Amerika

Bu sefer virüs kendini 12 yıl sonra Wisconsin eyaletinde boy gösterir. 32 yaşında ve 8 aylık hamile bir kadın virüse maruz kaldıktan 8 gün sonra ölür. Eşi ise aynı hastalığa maruz kalmış ama iyileşebilmiştir.

2007 Filipinler

Ağustos 2007 de ise Filipinlerde küçük domuz çiftlikleri etrafında görülmüş. Ancak Gıda Bakanlığının “kırmızı alarm” bildirgesi ile yayılma önlenmiştir.

2009 Kuzey İrlanda

Ekim 2009 yılında ortaya çıkan salgın sonucunda 14 kişi hayatını kaybeder.

2015 Hindistan

Tarihin en büyük ölümle sonuçlanan domuz gribi vakası ise Hindistanın batısında ortaya çıkarak 31.151 kişiye bulaşmış ve 1.841 kişinin ölümü ile neticelenmiştir.

2016 Pakistan

Pakistannı penjab eyaletinde yaklaşık olarak 7 vaka bildirilmiş olup, bu tarih itibari ile tehlike devam etmektedir.

Belirtileri nelerdir ?

Yaklaşık olarak grip belirtileri ile aynı özellikleri gösterir. Ateş, Öksürük, Boğaz Ağırısı, Yaygın vücut ağrısı, Baş ağrısı, üşüme, yorgunluk gibi. Ama en önemlisi bilinç bulanıklığı, sık sık kusma nöbetleri.

Korunma Yöntemi !

Temizlik, temizlik… özellikle solunum yolu ile yayılam tüm hastalıkların ortak yayılma yöntemi, hasta olanın nefes yolu ile etrafa saçtığı sıvılar ve parçacıklar. Virüs her canlı varlık gibi, var olmayı temel alır. Var olmak için ürer, bizimkisi gibi canlıların ise temel var olma ve çoğalma yöntemi “protein” vasıtasını kullanır. Hastalık konuşlandığı bedende var olamaycağını anladığı andan itibaren (yani hastalanmış olanın iyileşmesi) dışarıya çoğalarak kendini atar. Yumurtalarını tutunabileceği başka bir taşıyıcı arar. Bu nedenle nefes ve solunum yolu ile etrafa yerleşir. Maruz kalanların bolca alkol ile dezenfekte edilmesi şarttır. Aynı işlem çevreye de uygulanır. Yani yapılan dezenfekte işlemi ile virüsün yaşamasını sağlayan protein muhteviyatını alkol ile yok etmek. Yaşam alanımızı havalandırmak.

TÜRKİYEDE DURUM NEDİR ?

Sağlık Bakanlığı konu ile geniş araştırmalar yapmış olup, bunu kamu oyu ile paylaşmaktadır.
Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığının hazırlamış olduğu sunum aşağıdaki linkte mevcuttur.

Ancak malum bizim sitenin hassasiyeti sebebi ile sonraki yazılarımız bu konunun zahir de olmayan, gizlenen yüzü üzerine olacak. Aids maymundan, domus gribi de domuzdan. Üstünede insan genetiği ile oynandığı bu günlerde bunun bir manası var. Sebep ve hedefleri var.

Popüler Yayınlar